Merhabalar,
Ben Uzman Psikolog Nur Büyükbebeci, bugün sizlere yaşadığımız olumsuz hayat deneyimlerinin zihnimizde ve bedenimizde yarattığı olumsuz etkilerden bahsedeceğim.
Aslında çevresel olaylar bedenimizi çok etkilemiyor gibi gözükse de büyüdüğümüz aile, ayrılıklarımız, kayıplarımız kısacası yaşadığımız olumsuz olaylar bedenimizde de izler bırakır. Bunlar günlük hayatta karşılaştığımız migren, baş ağrıları, kabızlık problemleri, hazımsızlık problemleri gibi sıkıntılar olabileceği gibi kanser, kalp hastalıkları, şeker hastalıkları gibi kronik hastlıklara da sebep olabilir.
Bu sorunların altında genellikle çocukluk travmalarımız yatıyor olabilir.
Sizlere biraz travma kavramından bahsetmek istiyorum; travma günlük rutinimiz devam ederken aniden yaşadığımız kayıplar, sevdiklerimizin ölmesi, sevgiliden ayrılma, şiddete maruz kalma veya yolda giderken kuşa veya kediye araba çarpmasına şahit olmak gibi olaylar travmaya sebebiyet verebilir.
Fakat her yaşadığımız olumsuz olaydan travmatize olmayız. Genellikle yaşadığımız bu olaylar karşısında yaşadığımız dünyayı sorgulamaya başlarız. Dünyaya karşı inancımız, güvenlik algımız, adalet algımız sarsılır. Gittiğimiz hiçbir ortamda kendimizi güvende hissetmeyeiz, her an kötü bir olay yaşanacakmış hissi, kaygı, endişe durumu, bunun yanı sıra sessizleşme, donuklaşma, hissizleşme gibi belirtiler, yaşadığımız olayın sürekli zihnimizde canlanması, yaşadığımız olaya ait kokuların burnumuza gelmesi, seslerin kulağımızı gelmesi olabilir. İştahsızlık gözlenebilir, kabuslar görebiliriz, uykuya dalmada güçlük çekebiliriz tüm bunlarla beraber günlük hayatta farkına varmadığımız birçok etkisi olabilir.
Travma konusunda biraz daha detaya inmek gerekirse; yapılan araştırmalarda travmaya maruz kalmış bir kişinin beyninde bulunan konuşma merkezindeki olumsuz etkilerle, inme inmiş kişilerdeki beynin aynı bölgesindeki etkiler benzerlik göstermekte olduğu saptanmıştır.
Bir değer örnek de yine yapılan araştırmalarda çocukluk travmaları ile ilgili çocukluk döneminde ihmale, tacize, fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalan çocuklarda, bu tarz olaylara maruz kalmayan güvenli ve sağlıklı bir şekilde çocukluğunu geçiren çocuklara oranla astım 50 kat daha fazla görülmekte, astım akciğerlerimzle alaklaı allerjik bir reaksiyon gibi görülse de çocukluk dönemindeki travmaların bu hastalığın oluşmasına neden olduğunu görüyoruz.
Tabii ki yukarıda bahsi geçen fiziksel rahatsılzıkları olan herkesin çocukluğunda travmaya uğradığını söylemek doğru değil fakat travmanın yıkıcı etkilerini göstermek adına bu araştırmaların sonuçlarını göz ardı etmemek gerekir.
Gerek çocuklukta gerek ileriki yaşlarda yaşadığımız travmatik olaylar ile başaçıkabilmek için psikoterapi desteği almak en sağlıklı yol olabilir.
Özetlemek gerekirse, günlük hayatta karşılaştığımız şeker hastalığı, sindirim sistemi problemleri gibi, bazen kanser gibi gerçekten ağır sağlık problemlerinin altında psikolojik problemler de yatıyor olabilir. Bu gibi durumlarda aktif tedavinize devam ederken psikoterapi desteği almak da probleminizi daha sağlıklı ve daha kısa sürede çözülmesine yardımcı olacaktır.
Kişilik haklarına saygısızlık ve hakaret içermeyen tüm yorumlar yayınlanmaktadır.
Nur hanım o kadar iyi, anlayışlı ve profesyonel ki ilk seanstan itibaren kendimi çok iyi hissettim. Özellikle yumuşacık sesiyle insanı rahatlatıyor, anlatması, ağlaması, sakinleşmesi için insana zaman tanıyor. Konuşmalarından ve odasında asılı sertifikalarından okul sonrasında ne kadar çok eğitim aldığı anlaşılıyor, bu da insana extra güven veriyor, iyi hissettiriyor. Seansı hiç bitmesin istediğim, bi sonraki haftayı iple çektiğim bi psikolog kendisi, herkese tüm samimiyetimle tavsiye ediyorum:))
Birçok pskologla terapi yaptım. Fakat bir turlu korkularımı yenemedim. Nur hanımla 3. Haftamizdayiz. Artık kendimi daha güçlü hissediyorum.Sanirim bundan sonra benim için çok ama çok daha güzel olacak. Kendisine buradan da teşekkür ediyorum. İyi ki varsiniz....