Merhabalar İzmir Özel Can hastanesinden beslenme ve diyet uzmanı Özge Ulutaş bugün sizinle Non alkolik karaciğer yağlanması hakkında konuşacağız. Karaciğerin vücudumuzdaki en büyük organlardan bir tanesi bu büyüklük hacminin yanı sıra vücuttaki işlevlerini de nitelemekte bazı zamanlarda bazı hastalıklardan dolayı karaciğer bu işlevlerini yerine getirmekte zorlanmak ta ya da tam olarak bu işlevlerini yitirmekte bu hastalıklardan bir tanesi de karaciğer yağlanması. Karaciğerin ağırlık bakımından %5 ve daha fazlasının yağ dokudan oluşması karaciğer yağlanması olarak adlandırılmakta karaciğer yağlanmasının bir çeşidi de Non-alkolik karaciğer yağlanması. 1980 yılında yapılmış olan bir çalışmada alkol kullanmayan bireylerin Kara ciğerlerindeki yağlanma miktarının alkol kullanan bireylere çok benzer olduğu görülmüş. Bunun nedenleri araştırılırken de hepatosit dediğimiz karaciğer hücrelerini içerisindeki trigliserit miktarda artış gösterdiği gözlemlenmiş. 1980 yılında da literatüre Non-alkolik karaciğer yağlanması şeklinde bu hastalık geçmiş. Batı ülkelerinde de karaciğer transplantasyonu nedenlerinin en büyüğü olarak Non-alkolik karaciğer yağlanması gösterilmelidir.
Hasta profiline baktığımızda Non-alkolik karaciğer yağlanması hastalığının risk etmenleri açısından diyabet, hiperlipidemi ve obeziteyi görmekteyiz. Son 10 yılda yapılan çalışmalar gösteriyor ki karaciğer yağlanmasının etkisi sadece hepatik değil aynı zamanda ekstrahepatik dediğimiz karaciğer dışındaki organlar ve yolakları da etkilediği yönünde. Bundan dolayı Aslında Tip 2 diyabet kardiyovasküler hastalıklar ve bunun yanında kronik böbrek yetmezliğinde etkilediği bilinmektedir. Peki Non-alkolik karaciğer yağlanması tedavi yöntemleri neler ilk başta bizim önerdiğimiz İlk 3 ay boyunca yaşam tarzı değişiklikleri diyetle beraber kontrolü kilo kaybını öneriyoruz bunun yanında İnsülin direnci ile de yapılan çalışmalardan Non-alkolik karaciğer yağlanmasının ilişkili olduğu bulunduğunda diye tedavisinin yanı sıra egzersiz ile de desteklenmesini istiyoruz. İlk 6 ay boyunca hastanın o an bulunduğu ağırlığının yüzde 5'i ile 10'u arasında bir kayıp bekliyoruz.
Obezitenin non-alkolik karaciğer yağlanması risk faktörü olduğunu biliyoruz ancak hızlı kilo kaybı hepatik yağlanma riskini daha da arttırmak da bundan dolayı ilk 6 ay boyunca %5 ila 10 arasında kontrolü kilo kaydı sağlamayı hedefliyoruz. 3 ay boyunca bu yaşam tarzı değişiklikleri ile beraber bir iyileşme gözlemlenmez ise o zaman hastayı farmakolojik tedaviye yönlendirmeniz gerekiyor. Farmakolojik tedavi dediğimiz ilaç tedavisinin yapılan çalışmalarda kısa vadede çok etkili olduğu ancak uzun vadede etkili olduğuna dair kanıt düzeyinde çalışmaların olmadığını görmekteyiz. Bundan dolayı bizim hedefimiz ilk başta yaşam tarzı değişiklikleri yani diyet ve egzersizle beraber bir tedavi daha sonra eğer istediğimiz sonuçları alamazsak o zaman farmakolojik tedavi şeklinde olmalı ancak morbit obez yani VKİ’ si 40'ın üzerinde olan bireylerde eğer yaşam tarzı değişiklikleri işe yaramazsa bu sefer obezite cerrahisi tabi ki de düşünülebilir.
Non-alkoik karaciğer yağlanması beslenme tedavisi nasıl olmalı, aslında vücudumuza aldığımız makro besin öğeleri açısından optimal bir seviye belirlenmemiş fakat sağlıklı beslenme ilkelerine hayatımızı adapte ettiğimizde karaciğer yağlanmasını semptomlarında düzelmeler gözlemlenmiş karbonhidrat bakımından konuşacak olursak aldığımız enerjinin %55 - 65'e karbonat kaynaklı olmalı bu karbonhidratlar kompleks karbonhidratlar olmalı. Tam tahıllı ürünler, kuru baklagiller, sebzeler, meyveler ve bundan dolayı basit şekerlerden uzak durmalıyız peki nedir bu basit şeker, reçel, bal, pekmez, basit şeker kaynaklarından birkaç tanesi özellikle Non-alkolik karaciğer yağlanmasının temel sebebi olduğuna inandığımız Fruktoz şurubu konusu çok önemli marketten satın aldığımız paketli gıdaların etiketini okuyacak olursa çoğunda şeker yerine glikoz şurubu yada furuktoz şurubu kullanıldığını görürüz fakat maalesef ki bu paketli ürünlerdeki fruktoz şurubu Non-alkolik karaciğer yağlanmasına sebebiyet vermektedir. Bundan dolayı pakette gıdalardan olabildiğince uzak durmalıyız
Yağlara geçecek olursak vücudumuza aldığımız enerjinin maksimum %30 35'i yağlardan sağlanmalı. Tabii ki bu yağlar katı yağlar margarin tereyağ gibi yağlar değil bunlardan uzak durmalıyız. Bizim tüketmemiz gereken sağlıklı yağ kaynakları kabuklu yemişler, fındık, fıstık, ceviz, badem gibi zeytin, zeytinyağı yağlı balıklar bunları tükettiğimiz takdirde vücudumuza sağlıklı yağları almış oluruz. Yağ aynı zamanda glisemik indeks kontrolünde etkili olduğundan dolayı da tüketimi oldukça önemli.
Son makro besin ögesi ise protein vücudumuza aldığımız enerjini güncel olarak biliniyor ki artık gözü %15 20'si proteinlerden gelmeli. Protein kaynakları işlenmiş et ürünleri asla olmamalı Bunun yerine kanatlı hayvan etleri balık eti hindi eti kurubaklagil gibi sağlıklı protein kaynakları. Bunun yanında Tabi ki kırmızı eti de tüketeceğiz fakat karaciğer yağlanması tedavisine kırmızı et tüketiminin kısıtlamak bizim için çok değerli.
Uzm Dyt. Özge Ulutaş
TurkHekimleri.com'da yer alan hasta yorumları, ilgili doktorun doğrudan veya dolaylı talebi olmaksızın, ilgili hasta tarafından özgürce yazılmaktadır. Bu web sitesinin temel amacı sağlık alanında kamuoyunun daha iyi bilgilenmesini sağlamaktır. TurkHekimleri.com bir başvuru hizmeti değildir ve herhangi bir Sağlık Hizmeti Sağlayıcısını tavsiye etmemektedir veya desteklememektedir.
TürkHekimleri.com sitesindeki içerikler tamamiyle bilgilendirme amaçlıdır. Gerçek doktor kontrolünün ve muayenesinin yerini tutamaz. Bu sitedeki bilgilerin hekim kontrolü olmaksızın uygulanması durumunda oluşabilecek her tür şikayet ve durumdan TürkHekimleri.com sorumlu tutulamaz. En doğru teşhis için lütfen doktorunuza muayene olunuz.
TürkHekimleri.com, site içeriğinde 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 24.maddesi ve Tıbbi Deontoloji Tüzüğü'nün ilgili maddelerine uymaya söz vermiştir.