Duygusal Açlık ve Fiziksel Açlık - Dyt. Özge Ulutaş

Bugün sizlere çoğumuzun zaman zaman fark etmeden yaşadığı yeme bozukluğundan bahsetmek istiyorum. Beslenmemiz ne kadar psikolojik sağlığımızı etkiliyorsa aynı şekilde psikolojimiz de beslenmemizi etkiler. Bu etki aslında çift yönlüdür. Duygularımızın bizi yönlendirip besin tüketimimizi etkilemesi olayına duygusal yeme diyoruz.

Günümüz eğer kötü geçtiyse, stresli bir gün geçirdiysek canımız bir şeyler tüketmek istiyorsa ve bu istek aniden geliyorsa besin seçimlerimiz yüksek kalorili, yüksek yağ içerikli ve şeker içerikli gıdalardan yana oluyosa tükettikten sonra da bir pişmanlık yaşıyorsak duygusal yeme bozukluğu yaşadığımız anlamına gelir.

Duygusal açlık ve fiziksel açlık ne kadar birbirlerine benzer kavramlar gibi gelse de aslında birbirlerinden ayrıldığı noktalar oldukça fazladır. Örneğin; fiziksel açlık durumunda açlığın yoğunluğuna bağlı olarak karın guruldaması, titreme, terleme, göz kararması gibi belirtiler gösterir. Ancak duygusal açlıkta bu belirtiler yoktur. Açlık durumu aniden ortaya çıkar. Fiziksel açlık durumunda besin tüketimimizi erteleyebiliriz. 

Duygusal açlıkta erteleyemeyiz ve o anda tüketmek isteriz. Besin şeklli de burdaki ayrımlardan biridir. Gerçekten fiziksel açlık yaşıyorsak önümüzde hangi besin olduğu fark etmeksizin tüketebiliriz.

Duygusal açlık durumunda en çok arzuladığımız gıdalar bizim en çok sevdiğimiz, yüksek kalorili, yüksek yağ ve şeker oranı içeren bazı gıdalardır. Bu sayede duygusal açlık ve fiziksel açlığı ayırt etmek mümkündür.

Daha Fazla Bilgi ve Randevu İçin Tıklayın.